Similar topics
Arama
En son konular
NAMAZ VAKTİ,
Kaynağı ve Tarihi
1 sayfadaki 1 sayfası
Kaynağı ve Tarihi
Tasavvuf kelimesinin hangi kökten geldiği konusu tartışmalıdır. Arınma anlamındaki safa, yün giyinen anlamındaki sufi kökleri en çok itibar edilenlerdir. Zira tasavvuf arınmadır ve tasavvufçular bir fakirlik simgesi olarak yün elbise giyinirler. Tasavvuf af tasası anlamına da gelmektedir.
Tasavvufun kaynağı olarak İslam peygamberinin Hira mağarasında inzivaya çekilmesi gösterilebilir. Nitekim Peygamber orada nefsini terbiye ile uğraşmış ve halktan uzak durmuştur. Sahabe den bazı kimselerin tasavvufi gerçekleri Peygamber'den doğrudan aldığına ve nesilden nesile aktardığına inanılır. Veliler de peygamberlerin varisleri olarak bu yolu takip etmiştir.
9. Yüzyıldan itibaren özellikle Türkistan, İran ve Kuzey Afrika bölgesinde sufi görüşler müsait ortam bulmuşlardır. Bunda Moğol İstilası sonrası ortaya çıkan karmaşık sosyoekonomik durumun toplumu ruhani bir arayışa sevketmiş olması büyük bir etkendir. Buhara, Semarkant ve Taşkent gibi İslam tarihinde önemli şahsiyetler yetiştiren şehirleri içeren Fergana Vadisi pek çok mutasavvuf yetiştirmiştir. Ahmed Yesevi, Abdulkadir Geylani gibi tasavvuf büyükleri bu bölgede tasavvuf ve tarikat yapısını giderek olgunlaştırmışlardır. Bu bağlamda, özellikle 10. yydan sonra tasavvufa en büyük katkıyı Fars ve Türkmen müslümanların yaptığını belirtmek gerekir[kaynak belirtilmeli]. Hatta, Hallac-ı Mansur gibi kimi Arap kökenli sufi bu nedenle Türkistan'da ve İran'da uzun süreler bulunmuşlardır. Bu noktada Türkler'in ve İranlılar'ın İslam öncesi şaman inançlarının tasavvufa etkisi açıktır. Bu etkileşim zamanla Islam'ın Hindistan'a doğru yayılması ile Budizm ve Hinduizm ile de gerçekleşmiştir.[kaynak belirtilmeli]
Fudayl bin Iyaz, İbrahim Edhem, Bişri Hafi Haris el-Muhasibi, Cüneyd-i Bağdadi, Beyazid Bestami, İmam-ı Gazali, Şah-ı Nakşibendi, Muhyiddin İbn Arabi, Mevlana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre, Abdal Musa diğer büyük sufiler arasında sayılabilir
Tasavvufa göre, bilginin kaynağı üçtür: 1. Akıl 2. Nakil 3. Vahiy. Tasavvuf her üçünü de kabul etmekle beraber vahiyin özel bir şekli olan ilhama dayalıdır. İlham ise ancak nefsini arındırmış, temiz bir kalbe vahyolur. Vahiyin çeşitleri vardır. En üstte peygambere yapılan vahiy, en altta ise arı gibi hayvanlara yapılan vahiy vardır. İlham ise peygamber olmayan insanlara Tanrı'nın bildirmesidir.
Buna göre, şeriat ve Kuran yargıları da dahil olmak üzere, söze dayanan teorik bilgilerin tümü sözel bilgidir. Bu bilgiler dıştan okunarak elde edilebilir. Oysa iç bilgi, dıştan okunarak elde edilemez, bu bilgi insanın içinden doğarak gelir ve gerçek bilgi budur. Tasavvufa göre, asıl bilginin, tasavvuf bilgisi denilen bu bilgi olduğu; kardeşlik duygusunu geliştirdiği, toplu olarak bir arada yaşama duygusunu güçlendirdiği, insanları iyilik ve olgunluğa götürdüğü kabul edilir.
Dış bilgi elde eden kişi iyi insan olur. Fakat, bu iyilik çoğunlukla, yalnız kendisi içindir. Tasavvuf bilgisi olan kişi ise, yaptığı her işte, tüm insanlığı düşünür
Tasavvufun kaynağı olarak İslam peygamberinin Hira mağarasında inzivaya çekilmesi gösterilebilir. Nitekim Peygamber orada nefsini terbiye ile uğraşmış ve halktan uzak durmuştur. Sahabe den bazı kimselerin tasavvufi gerçekleri Peygamber'den doğrudan aldığına ve nesilden nesile aktardığına inanılır. Veliler de peygamberlerin varisleri olarak bu yolu takip etmiştir.
9. Yüzyıldan itibaren özellikle Türkistan, İran ve Kuzey Afrika bölgesinde sufi görüşler müsait ortam bulmuşlardır. Bunda Moğol İstilası sonrası ortaya çıkan karmaşık sosyoekonomik durumun toplumu ruhani bir arayışa sevketmiş olması büyük bir etkendir. Buhara, Semarkant ve Taşkent gibi İslam tarihinde önemli şahsiyetler yetiştiren şehirleri içeren Fergana Vadisi pek çok mutasavvuf yetiştirmiştir. Ahmed Yesevi, Abdulkadir Geylani gibi tasavvuf büyükleri bu bölgede tasavvuf ve tarikat yapısını giderek olgunlaştırmışlardır. Bu bağlamda, özellikle 10. yydan sonra tasavvufa en büyük katkıyı Fars ve Türkmen müslümanların yaptığını belirtmek gerekir[kaynak belirtilmeli]. Hatta, Hallac-ı Mansur gibi kimi Arap kökenli sufi bu nedenle Türkistan'da ve İran'da uzun süreler bulunmuşlardır. Bu noktada Türkler'in ve İranlılar'ın İslam öncesi şaman inançlarının tasavvufa etkisi açıktır. Bu etkileşim zamanla Islam'ın Hindistan'a doğru yayılması ile Budizm ve Hinduizm ile de gerçekleşmiştir.[kaynak belirtilmeli]
Fudayl bin Iyaz, İbrahim Edhem, Bişri Hafi Haris el-Muhasibi, Cüneyd-i Bağdadi, Beyazid Bestami, İmam-ı Gazali, Şah-ı Nakşibendi, Muhyiddin İbn Arabi, Mevlana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre, Abdal Musa diğer büyük sufiler arasında sayılabilir
Tasavvufa göre, bilginin kaynağı üçtür: 1. Akıl 2. Nakil 3. Vahiy. Tasavvuf her üçünü de kabul etmekle beraber vahiyin özel bir şekli olan ilhama dayalıdır. İlham ise ancak nefsini arındırmış, temiz bir kalbe vahyolur. Vahiyin çeşitleri vardır. En üstte peygambere yapılan vahiy, en altta ise arı gibi hayvanlara yapılan vahiy vardır. İlham ise peygamber olmayan insanlara Tanrı'nın bildirmesidir.
Buna göre, şeriat ve Kuran yargıları da dahil olmak üzere, söze dayanan teorik bilgilerin tümü sözel bilgidir. Bu bilgiler dıştan okunarak elde edilebilir. Oysa iç bilgi, dıştan okunarak elde edilemez, bu bilgi insanın içinden doğarak gelir ve gerçek bilgi budur. Tasavvufa göre, asıl bilginin, tasavvuf bilgisi denilen bu bilgi olduğu; kardeşlik duygusunu geliştirdiği, toplu olarak bir arada yaşama duygusunu güçlendirdiği, insanları iyilik ve olgunluğa götürdüğü kabul edilir.
Dış bilgi elde eden kişi iyi insan olur. Fakat, bu iyilik çoğunlukla, yalnız kendisi içindir. Tasavvuf bilgisi olan kişi ise, yaptığı her işte, tüm insanlığı düşünür
admin2- Mesaj Sayısı : 367
Sevap : 1097
Kayıt tarihi : 08/06/10
Yaş : 39
Nerden : İstanbul
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Perş. Mayıs 05, 2011 8:50 am tarafından Admin
» AGLAYAN BIR COGRAFYA....
C.tesi Tem. 24, 2010 11:00 pm tarafından Admin
» YALAN ve DOĞRU
C.tesi Tem. 24, 2010 10:59 pm tarafından Admin
» ŞEFAATÇI OL YA RESULALLAH
C.tesi Tem. 24, 2010 10:59 pm tarafından Admin
» GÖNÜL
C.tesi Tem. 24, 2010 10:59 pm tarafından Admin
» bremen bilali habesi camii
C.tesi Tem. 24, 2010 10:58 pm tarafından Admin
» GÜL-Ü MUHAMMEDİ
C.tesi Tem. 24, 2010 10:58 pm tarafından Admin
» HAZRETİ MUHAMMEDİN HAYATI (s.a.v)
C.tesi Tem. 24, 2010 10:58 pm tarafından Admin
» RAMAZAN MANİLERİ
C.tesi Tem. 24, 2010 10:57 pm tarafından Admin