bu gün allah için ne yaptın
selamün aleyküm arkadaşlar sitemize hoş geldiniz.

üye olmak ücretsizdir..

üye olmak istemezseniz ZİYARETCİ DEFTERİ ne görüşlerinizi belirtiniz


Join the forum, it's quick and easy

bu gün allah için ne yaptın
selamün aleyküm arkadaşlar sitemize hoş geldiniz.

üye olmak ücretsizdir..

üye olmak istemezseniz ZİYARETCİ DEFTERİ ne görüşlerinizi belirtiniz
bu gün allah için ne yaptın
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Saat
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» ENES SU ARITMA SİSTEMLERİ FARKIMIZ……...KALİTEMİZ……...
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Icon_participatePerş. Mayıs 05, 2011 8:50 am tarafından Admin

» AGLAYAN BIR COGRAFYA....
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Icon_participateC.tesi Tem. 24, 2010 11:00 pm tarafından Admin

» YALAN ve DOĞRU
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Icon_participateC.tesi Tem. 24, 2010 10:59 pm tarafından Admin

» ŞEFAATÇI OL YA RESULALLAH
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Icon_participateC.tesi Tem. 24, 2010 10:59 pm tarafından Admin

» GÖNÜL
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Icon_participateC.tesi Tem. 24, 2010 10:59 pm tarafından Admin

» bremen bilali habesi camii
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Icon_participateC.tesi Tem. 24, 2010 10:58 pm tarafından Admin

» GÜL-Ü MUHAMMEDİ
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Icon_participateC.tesi Tem. 24, 2010 10:58 pm tarafından Admin

» HAZRETİ MUHAMMEDİN HAYATI (s.a.v)
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Icon_participateC.tesi Tem. 24, 2010 10:58 pm tarafından Admin

» RAMAZAN MANİLERİ
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Icon_participateC.tesi Tem. 24, 2010 10:57 pm tarafından Admin

En iyi yollayıcılar
Admin
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Vote_lcapBEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Voting_barBEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Vote_rcap 
admin2
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Vote_lcapBEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Voting_barBEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Vote_rcap 
LorDFikreT
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Vote_lcapBEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Voting_barBEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Vote_rcap 
Sessiz
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Vote_lcapBEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Voting_barBEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Vote_rcap 
Aq0n
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Vote_lcapBEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Voting_barBEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Vote_rcap 
bLuE
BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Vote_lcapBEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Voting_barBEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Vote_rcap 

NAMAZ VAKTİ,

BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn)

Aşağa gitmek

BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn) Empty BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn)

Mesaj tarafından admin2 Salı Haz. 15, 2010 10:44 am

BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ (Muhammed bin Kutbüddîn)

Hindistan'da yetişen büyük velîlerden. İsmi, Muhammed bin Kutbüddîn bin Kemâleddîn el-Kureşî el-Esedî el-Mültânî es-Sühreverdî, lakabı Şeyhülislâm ve Behâeddîn'dir. Künyesi Ebû Muhammed, nesebi (soyu) Peygamber efendimizin mensûb olduğu Kureyş kabîlesine dayandığı dedelerinin, 815 (H.200) yıllarında Hindistan'a geldikleri rivâyet olunmaktadır. Behâeddîn Zekeriyyâ, 1169 (H.565) senesinde Hindistan'da Mültân şehrinde doğdu. Yüz sene ömür sürdükten sonra, 1266 (H.665) senesinde orada vefât etti. Namazını Hâce Nizâmüddîn-i Evliyâ kıldırdı. Türbesi tanınmakta olup, halkın ziyaretgâhıdır.

Behâeddîn Zekeriyyâ, çocuk yaşta ilim tahsiline başladı.On iki yaşında Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. O sene babası vefât etti. Bundan sonra, ilim öğrenmek arzû ve iştiyâkı ile Horasan'a gitti. Buhârâ'da yedi sene ilim tahsil etti. Sonra hacca gitti. Hacdan sonra, Mekke-i mükerremede kalıp ilim tahsiline orada devâm etti. Kemâleddîn Muhammed el-Yemenî hazretlerinden hadîs-i şerîf okuyup, icâzet, diploma aldı. Bundan sonra Şam ve her biri ilim merkezi olan mübârek beldeleri ziyâret ederek, oralarda bulunan âlim ve tasavvuf büyükleri ile sohbet etti. Nihâyet Bağdât'a gelip o zamânın büyük velîlerinden Şihâbüddîn-i Sühreverdî hazretlerinin talebelerinden oldu. Kısa zamanda yetişerek, hırka giyme nîmetine kavuştu. Bir gün rüyâsında Resûlullah efendimizi gördü. Bir evde oturuyordu. Şeyh Şihâbüddîn Sühreverdî ise, Peygamber efendimizin huzûrlarında ayaktaydı. Duvardaki ipte birkaç hırka asılıydı. Şihâbüddîn Sühreverdî, talebesi Behaüddîn Zekeriyyâ'nın elinden tutarak, Resûlullah efendimizin mübârek ellerini öpmekle şereflendirdi. Peygamber efendimiz de ipte asılı hırkalardan birini işâret ederek; "Ömer (Şihâbüddîn Sühreverdî)! Bu hırkayı Behâeddîn'e giydir." buyurdu. Şihâbüddîn Sühreverdî buyurduğu gibi yaptı. Sabah olunca Şihâbüddîn Sühreverdî onu yanına çağırdı. Hocasının huzûruna varınca orada ipe asılı hırkayı gördü. Şihabüddîn Sühreverdî yerinden kalkıp Resûlullah efendimizin, rüyâda işâret buyurdukları hırkayı ona giydirip; "Ey Behâeddîn! Bu, Resûlullah efendimizin hırkasıdır. Ben arada vâsıtayım. Bunu kimseye izinsiz veremem." dedi. Evliyâlık yolunu, insanlara anlatmak için hocası tarafından icâzet verilerek memleketi olan Mültân'a gönderildi. Oraya gidip, hocasından öğrendiği yüksek hakîkat bilgilerini, kıymetli ve ince mârifetleri anlatmağa başladı. Onun bu gelişini beğenmeyip, kendisinin o beldede fazla olacağını düşünerek, kendisine; "Bu beldede âlimler var. Burası dolu, size burada yer yok." mânâsına, tam dolu bir kâse süt gönderdiler. Bundaki inceliği ve nükteyi iyi anlıyan Behâeddîn Zekeriyyâ, bunlara cevap olmak üzere; "Biz de âlimlerin gülü olmak üzere gönderildik." mânâsına, o kâsenin üzerine bir gül koyarak o kimselere geri gönderdi. Bu hâle hayret eden o kimseler, bu zâtın, tanımadıkları, bilmedikleri bambaşka birisi olduğunu anladılar. Yaptıklarına pişmân olup, hepsi de onun talebelerinden oldular. Orada, İslâmiyet bilgilerini anlattığını gören ilim âşıkları, her taraftan sohbetine koşmaya başladılar.

Behâeddîn Zekeriyyâ etrâfına nur saçıyordu. O zamanda Hindistan'da bulunan en büyük velîlerden Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker ve Hâce Kutbüddîn-i Bahtiyâr Kâkî hazretleri ile aynı zamanda yaşamışlardır. Birbirlerini çok severlerdi ve birbirlerine çok bağlı idiler. Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker'in, Hâce Behâeddîn Zekeriyyâ'nın dayısı olduğu, aralarında akrabâlık bakımından da böyle bir yakınlığın bulunduğu rivâyet edilmiştir. Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker ve Kutbüddîn-i Bahtiyâr Kâkî, Mültân'a geldiklerinde bunu ziyâret etmişler ve aralarında çok güzel sohbetler olmuştur. Birbirlerine olan muhabbet ve bağlılıkları o derecede idi ki, bir defâsında Hâce Behâeddîn, Ferîdüddîn'e yazdığı bir mektubunda; "Sizinle bizim aramızda Allah aşkının neşesi vardır." diye yazdı. O da, cevâbında; "Sizinle bizim aramızda o aşkın neşesinden ziyâde Allah aşkının hakîkatı vardır." şeklinde yazdı.

Hâce Behâeddîn, bulunduğu beldede talebe yetiştirmekle kalmayıp, maddî bakımdan da insanların birçok hizmetlerinde bulunup, onlara faydalı oldu. Bulunduğu beldenin civârında, sırf ormanlık bölgelerde yaşayan, acı ve sıkıntı çeken insanlara yardım etti. Sulama kanalları ve su kuyuları açtırarak, bereketli yeşil tarlalar ve meyve bahçeleri meydana getirdi. Çok zaman ve emek isteyen bu işleri yaparken, talebe yetiştirmeyi hiç ihmâl etmeyip çok gayret gösterdi. Maddî bakımdan zengin bir kimse idi. Fakat bütün varlığını insanların faydasına ve Allahü teâlânın dînine hizmet etmeye harcadı. Ömrü boyunca bu hizmetinden hiç geri durmadı. Allahü teâlânın ve dîne hizmet eden büyüklerin aşkı ile yanardı. Bu aşkla yaşadı ve bu aşkla vefât etti. "Allahü teâlânın muhabbetiyle hakîkaten dolmuş olan kalbler, nasıl olur da bu aşkdan ve insanlara hizmetten kaçabilir." buyururdu. Talebelerinin bütün ihtiyaçlarını kendisi karşılardı. Bir zamanlar Mültân'da ciddî bir kıtlık olmuştu. Zamânın vâlisi bu büyük velînin yardımını istedi. Hâce Behâeddîn, malı çok olduğundan fakirlere, ihtiyaç sâhiplerine dağıtılmak üzere bol mikdârda tahıl, ayrıca yedi ölçek dolusu gümüş para gönderdi. Fakat kendisinin dünya malına hiç bağlılığı yoktu. Hepsini Allahü tealânın râzı olduğu, faydalı yerlere sarfederdi. "Mal sevgisi, hiçbir zaman Allahü teâlâya olan sevgi ve muhabbetimizi geçemez." buyururdu. Malın, kendisini Allahü teâlâdan uzaklaştıracağı kimseler için düşman olduğunu, mala düşkün olanların Allahü teâlânın rahmetinden uzaklaşıp, günaha ve kötülüğe doğru kayacaklarını bildirirdi. Mutfağında çeşitli ve lezzetli yemekleri hazırlattırır, kalabalık bir sofrada talebeleri ile birlikte yemek yerdi. Herkese iltifat eder, yemek esnâsında, etrâfında bulunanlara lokma ikrâm ederdi. Talebeler böyle iltifatlardan çok hoşlanırlar, böylece hocalarına olan muhabbet ve bağlılıkları daha da artardı. Yemek esnâsında, bâzan faydalı güzel şeyler anlatırdı. Bir akşam sofrasında, birlikt
admin2
admin2

Mesaj Sayısı : 367
Sevap : 1097
Kayıt tarihi : 08/06/10
Yaş : 39
Nerden : İstanbul

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz